UKRAYNA SAVAŞI VE ALMANYA

• Ukrayna-Rusya Savaşı’nın başlarında çekimser bir tavır içinde olan Almanya’nın özellikle enerji ve Rusya ile olan ticari konulara verdiği önem daha çok öne çıkmaktaydı.Ancak savaşın ilerlemesiyle ve Rusya’nın maksimalist hareketleri sonucunda özellikle ABD ve Nato nezdinde ortak hareketler içerisinde bulunmaya başladığı görülmüştür.

• Bu değişen tavırla birlikte özellikle son birkaç yıldır zaten gelişmekte olan bir altyapısı bulunan Almanya’nın jeopolitik olarak değişen tavrı ve savunma kabiliyetlerinin arttırılması hız kazanan bir durum olarak ortaya çıktı.

• Özellikle Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarından ötürü askeri gücündeki boyutun oldukça düşmesi,güvenliğin genel anlamıyla ABD tarafından sağlanması,ittifaklara ve çok taraflılığa verilen önem,özellikle ekonomik bağımlılık yaratma yoluyla güç kazanma politikalarını benimseyen Almanya,özellikle Trump dönemindeki ABD ile yaşanan problemler ve sonrasında da Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte oldukça önemli bir jeopolitik dönüşüm içerisine girmiştir.

• Bu noktada özellikle jeo-ekonomi ile jeopolitik hedeflerin eklemleneceği önceden olduğu gibi sadece ekonomik bağlara önem verilmeyen,AB normları çerçevesinde ülkelerin iç işlerine daha müdahaleci ve askeri anlamda daha güçlü ve dikkate alınması gereken bir güç olarak ortaya çıkmaya başlamaktadır.Bu bağlamda artık askeri müdahalecilik de bir istisna olarak tutulmayacaktır.

• Özellikle bu bağlamda ortaya çıkan İsrail’den Heronlar,ABD’den F-35 alma isteği,askeri yatırımlar için oluşturulan 100 milyar avroluk dev bütçe gibi adımlar gözlemlenmektedir.

• Geçtiğimiz haftalarda yayımlanan AB stratejik pusulasında da benzer bir jeopolitik dönüşüm görülmekle birlikte AB için bir özerklik amacı ortaya konulmaktadır.Ancak özellikle bu dönüşüm içerisinde AB’nin özerkliğini ve güçlendirilmesini hedefleyen bir Fransa ile kendi öz savunma kapasitesini ve jeopolitik kapasitesini arttırma yolunu seçen bir Almanya arasında tarihin tekerrür edeceği durumlara bir altyapı oluşabilir.