Türkiye ve Yumuşak Güç

 Dış politika kavramı düşünüldüğünde genel kanı çoğunlukla,toplantılar,ulusal çıkarlar üzerinedir.

 Ancak dış politika salt şekilde bunlardan oluşmamaktadır.Dış politika oluşturulurken,bölgesel ve ülkesel sosyolojiler oldukça önemli bir yer tutmaktadır.Bunlara önem verilmeyen dış politika oluşumları ise genelde uzun vadede de olsa başarısızlığa uğramaktadır.

 Dış politika yapımı için önemli kavramlardan birisi kamu diplomasisidir.Bu yöntem salt bir şekilde ekonomik,askeri veyahut akla gelebilecek sert güç kapsamı içerisindeki şeylerden oluşmamaktadır.Bu yöntemle ulaşmak istenilen ülkenin halkına nüfuz edilir ve köklü ilişkiler kurulmaya çalışılır.Özellikle karşı toplumun hayati ihtiyaçlarının karşılanması bu noktada en çok benimsenen yoldur.

 Türkiye kamu diplomasisini oldukça başarılı bir şekilde uygulayan ve gün geçtikçe kapasitesini arttıran bir ülke olarak göze çarpmaktadır.Türkiye özellikle Afrika’da,Türk cumhuriyetlerinde,Latin amerika’da,Balkanlar’da ve dünyanın önemli diğer noktalarında kamu diplomasisi faaliyeti yürütmektedir.

 Türkiye kamu diplomasisi faaliyetlerini özellikle TİKA ve Yunus Emre Enstitüleri üzerinden yürütmektedir.

 Bu kurumlar Türk dış politikasında hayati öneme sahip olmaya başlamıştır.Bu noktada genelde soydaşlarımızın ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızla iletişim sağladığı görülmektedir.Sadece bununla sınırlı kalmayan kurumlar,özellikle afrika’da ve diğer bölgelerde altyapı çalışmaları,hastahaneler gibi kamu düzenine faydalı oluşumlar oluşturmayı da ihmal etmemektedirler.Ayrıca bu kurumların üstlendiği bir diğer işlev ise Türkçenin ve Türk kültürünün dünya genelinde yayılması ve bu amaç üzerinden bursların ve eğitimlerin verilmesidir.

 Türkiye bu faaliyetleri yürütürken barışçı gücünü ortaya koymaya çalışmakta,ayrıca tarihi mirasın oluşturduğu kültürel bağları da ustaca kullanmaktadır.Her ne kadar dış politika yapımında öncelik ulusal çıkar olsa da Türkiye,kendi ulusal çıkarlarıyla diğer halkların çıkarlarını sentezlemeyi başarabilen nadir ülkelerden biri olabilmiş ve bu yüzden de birçok ülke tarafından nefretle değil sevgiyle karşılanan bir ülke olmuştur.