DOĞU VE BATI EKSENLERİ ARASINDA TÜRKİYE

• Türkiye Cumhuriyet kurulduğu yıllardan beri muassır medeniyet seviyesine ulaşma yolunda ve bu bağlamda batıcılık yolunda bir politika benimsemiştir.Her ne kadar bazı dönemlerde bu politikanın sapma evrelerine girebildiği görülsede temelleri tam anlamıyla sarsılmamıştır.

• Özellikle son yıllarda ise Türkiye’nin Batı ekseninden ayrıldığı ve eksen kayması yaşadığı,Doğu kampına doğru yol aldığı düşünceleri ortaya konuluyor.Özellikle yaşanan büyükelçi krizi,Avrupa konseyinde ihlal sürecine götürülen Kavala davası,iç politikada otoriterleşildiği üzerine iddialar ve en önemlisi #S400 alımıyla birlikte maruz kalınan eksen kayması ithamları..

• Türkiye özellikle 2010 yılına kadar bölgede komşularıyla sıfır sorun politikası çerçevesinde politikalar üretme yolunda adımlar atarken özellikle Arap Baharı’nın başlamasıyla birlikte daha ideolojik ve müdahaleci bir dış politika yolu benimsedi.Bu durum bölgedeki diğer ülkelerle ve İsrail gibi uzantıları Batı’da güçlü olan ülkelerle sorunlar yaşanmaya başladı.Ayrıca özellikle 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra yaşanan süreçte #Türkiye batı’ya olan güvenini yitirmeye ve daha çok destek gördüğü Doğu kampı olarak adlandırılan Rusya gibi ülkelerle yakınlaşmaya başladı.Bu süreçte özellikle Başkanlık sisteminin uygulamaya konulması ve iç politikada yaşanan güvenlikleştirme politikalarının artışı bu düşüncelerin oluşmasına katkıda bulundu.

• Ancak şu göz önünde bulundurulmalıdır ki #Osmanlı’nın son zamanlarından itibaren başlayan Batılılaşma Türk milleti için Batı boyunduruğu altına girmek değil,muassır medeniyet nerede ise ona kavuşmak demektir.Devletimiz için Doğu ekseni şu an içinde bulunduğu haliyle bir alternatif eksen değil sadece Türkiye’nin güçlenmesi ve ilerlemesi yolunda tamamlayıcı bir yol olabilir.Bu süreçte Türkiye güvenlik,değerler,ilkeler ve Ülke istikrarı arasında bir dengeyi sağlamalıdır.Bunun için de Uluslararası Kamuoyuna güven veren,akılcı ve realist politikalar geliştirilmelidir.Dünya’nın en saygın #Hariciyelerinden olan #Türk Hariciyesi bu potansiyele sonuna kadar sahiptir.